Fakültedeki Kızıl Hatun – 1

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Fakültedeki Kızıl Hatun – 1
Onu ilk kez, üniversite son sınıfa başladığım gün görmüştüm. Seçtiğim dersleri kaydettirmek için bölüm sekreterine çıktığımda, ders kaydı yaptıran çıtır bir kız gördüm. Muhtemelen birinci sınıftı, daha on sekiz yaşında olmalıydı. Orta boylu, ince vücutluydu ama hatları dolgundu. Hafif bakır kızılına yakın renkte, omuz hizasında saçları vardı. Yüzü hafif çilliydi, suratında sanki mahcupmuş, bir şeyden utanıyormuş gibi bir ifade taşıyordu. Üniversiteye başladığı için çok heyecanlı olduğu belliydi. Onun saçlarını eliyle geri atarak masaya eğilmesini, kırmızı bluzuyla pamuk gibi göğüslerinden çok az dekolte vererek sekreterin monitörüne bakmasını, kaşlarını çatarak ekranı incelemesini seyrettim. Orta boy memeleri ve çilli göğsü, bir arıyı kendine çeken bir çiçek gibiydi. Ondan bal yapmak istedim. Ama kız işini halledip sıra bana gelince, oyalanamadım. Gün boyu bir sürü işim vardı. Arkamda başkaları da bekliyordu, sıramı veremezdim. Ders kaydımı hallettiğimde ise kız çoktan gitmişti. Bölüm koridoruna, merdivenlere, fakülte kantinine baktım. Birini aradığımı etrafa belli etmeden, sağı solu inceledim. Yoktu. Sekreterle konuşurken adını soyadını falan da söylememişti. Sağlık olsun, nasıl olsa aynı bölümdeydik artık. Elbet denk gelirdik.

Dört gün sonra, sevdiğim yabancı bir rock grubunun İstanbul’da konseri vardı. Arkadaşlarım Cenk ve Burcu’yla beraber internetten bilet alıp konserin olduğu mekanın önünde buluştuk. Kuyrukta bekleme, giriş, içkiler, mekanın dolması derken, iki saat sonra mekan hıncahınç dolmuş, kalabalıkta terleyip üstümüzü çıkarmıştık. Herkes tişörtle, kısa kolluyla duruyordu.

Seyirciler artık grubun çıkması için tezahürat yaparken, aradan geçen garsona yol vermeye çalıştığım sırada yandaki birine çarptım. Pardon demek için döndüğümde şaşırmıştım. Bölümde gördüğüm kızıl saçlı kızdı bu, konsere bir kızla birlikte gelmişti. Beni tanımamıştı tabii, ilk defa görüyordu. ‘Sorun değil’ der gibi başını sallayıp tekrar arkadaşına döndü.

Ben ise artık Burcu’yla konuşurken, arkasında duran o kızı kesiyordum. Üstünde askılı, siyah ve dantelli bir elbiseli vardı. İnanılmaz çekici görünüyordu. Elbisesinin diz hizasında biten eteği da fırfırlıydı. Dolgun dudaklarına mat kırmızı bir ruj sürmüş, çok hafif bir makyaj yapmıştı. Tam sevdiğim gibi. Bu kızı yemek istiyordum. Ben avını dikizleyen bir kaplan gibi sinsice beklerken, ürkek ceylan durumdan habersiz, güler yüzle arkadaşı ile sohbet ediyordu. Kayıttan çalan müziğin gürültüsünde Burcu’nun dediklerini bile zor işittiğim için, onların ne konuştuğunu duyamıyordum.
Grup gecikip millet ıslıklamaya başlayınca, ben de sıkılıp, yanımızdan geçen birilerine yol verirken Burcu’nun diğer yanına geçtim. Ama geçenler önümüzde dikilip kalınca alan iyice sıkıştı. Burcu bana yaklaştı. Ben de arkadaşıma sürtünmek istemediğim için biraz geriye çekildim. O zaman da kalçam arkamdaki kızın kalçasına değmeye başladı. Yan gözle baktım, o kızıl saçlı kızdı ve duruma aldırmıyor gibiydi. O arada arkadaşının ona Yağmur diye hitap ettiğini duydum. Yağmur’la hafif hafif kalçalarımız birbirine değerken, benim ufaklık büyümeye başlamıştı. Müziğin ritmiyle yavaşça ileri geri hareketlenirken, kalçasının yumuşaklığını arkamda hissediyordum.

Soundcheck ekibi sahneye çıkınca millet heyecan yapıp çığlıklar atmaya başladı. Yağmur da o sırada öne hareketlenip tam önüme geçti. Ben de sahneye dönüp onun tam arkasına geçtim. Milletin dikkati sahneye odaklandığı için, benim de arkamda bir gram boşluk kalmamış, iyice sıkışmıştık. Burcu tam arkamda duruyordu. Artık Yağmur’un o tatlı ve yuvarlak götünü önümde hissediyordum. Sevdiğim grubun sahneye çıkması önemsizdi artık. Biz burada en güzel grubu bir araya getirmiştik zaten. Aletim dikildikçe ben de kendime hakim olamayıp iyice bastırmaya başladım. Kız herhalde ince kumaşlar üzerinden penisim farkına vardı ki, dönüp bana baktı. İsteyerek yapmıyormuş gibi masumca gülümsedim ve mahcup halde başımı eğdim. O da sorun etmemiş gibi göründü. Daha önceki kısa diyalogumuz sırasında beni simaen tanımıştı zaten. Tehlikeli olmadığıma ikna olup önüne döndü.

Ben uzakkaşır, arkadaşına yanaşır diye düşünmüştüm. Ama ne ona, ne bana yanaştı, deminki gibi duruyordu. Birkaç saniye sonra ben aletimin inmesine fırsat vermeden yine yoklama teması yaptım. O güzel elbisenin altındaki seksi götün sıcaklığını ve temasını kasıklarımda hissetmek mükemmeldi. Hafifçe bastırıp çekmeye başladım. Kayıttan çalan müzik kesilince grubun sahneye çıktığını anladım. Bunun üzerine kendimi hafif geri çekince, kız da kalçasını çok az geri, bana doğru çekti. Gülümsedim; kuş kafese giriyordu…

Grubun sahneye çıkmasıyla, birçok kişi gibi kız da coşkuyla zıplayıp bağırmaya başladı. Ama benim aklım orada değil, daha aşağılardaydı artık. Dikkatin sahneye çekilmesini fırsat bilip kasıklarımı iyice bastırdım ve kalçasının tahmin bile etmediğim kadar yumuşacık olduğunu hissettim. O biçimli yuvarlakları gözümün önünde canlandırıyor, penisimi araya yerleştirdiğimi hayal ediyordum. O tepki vermedikçe devamını getirdim, sağ elimi bacağının arkasına hafifçe değdirdim. Önce parmak uçlarımla, sonra tüm avucumla dokundum. Bacakları pürüzsüz ve yumuşaktı. Bir yandan etrafı kolaçan ettim; kimsenin görebileceği bir açı yoktu. Burcu baksa görürdü ama sahneye odaklanmış gibiydi. Devam ettim ve müziğin ritmiyle hareket eden kızın kalçasını eteğin üstünden yavaşça avuçladım. Hızımı alamayıp serçe parmağımı göt deliğine bastırdım. O anda kız taş kesilip kaldı. Kızacak diye korkup elimi yavaşça çektim. Bana şaşkın şaşkın baktı. Ben yine pardon dedim. İçimden de kendime kızıyordum. Sanki yanlışlıkla birinin götünü avuçlamak mümkünmüş gibi. Ama aklıma başka bir tepki gelmemişti. Zaten bu durumda ne desem, ne yapsam saçma kaçacaktı.

Kız hiçbir şey demedi, önüne döndü ve yine konserin ritmine kapıldı. Ben ise sinirlenip şikayet eder diye korktuğum için bir süre konsere odaklanmaya, kıza değmemeye çalıştım. Ama artık alan o kadar sıkışmıştı ki, değmemek imkansızdı. Öyle ki, sonunda arkamdaki Burcu kulağıma doğru “Çek şu götünü biraz” dedi. Gerçekten de hiç yerim kalmamıştı ve o anda fark ettim ki, Yağmur kendini bana yaklaştırıp durduğu için sıkışmıştık. Hafif öne geldim, birazdan Yağmur kalçasını bana sürtmeye, yukarıdan aşağıya gezdirmeye başladı. Devam etmemi istediğinden artık emindim. Karşılık verme vaktiydi. Eteği hafif sıyırıp bu kez çıplak bacağını sağ avucuma aldım. Okşadım, sıktım, harikaydı. İyice cesaretlenip elimi yukarı çıkardım, yumuşacık sağ kalçasını sıktım, elimle yoğurdum. Hissettiğim kadarıyla külotu da dantelliydi. Göt deliğine bastırdım, kız biraz irkildi ama bozuntuya vermedi. Devam ettim, elimi biraz daha aşağı uzatıp amını okşamaya başladım. İleri geri sürttükçe kız da aynı şekilde ileri geri kalça hareketi yapmaya başladı. Külot ve iki parmağım ıslanmaya başladı. Parmağımla külotunu yana çekip serçe ve yüzük parmaklarımı amından içeri soktum. Sıkış tepiş, gürültülü ve hareketli konserin hengamesi içinde kimse fark edebilecekmiş gibi değildi ama basbayağı uluorta, elimle sikiyordum onu. Sol elim de boş durmuyor, eteğinin altından ve külotun üstünden klitorisini okşamaya çalışıyordu. Fakat böyle sinsi bir ahtapot gibi yapışınca, kızın solda kalan arkadaşının kalçasını sol kolumun üstüne hissetmeye başlamıştım. Umarım durumu fark edip bir rezalet çıkarmazdı.
Millet müziğin ritmiyle kafa sallarken, Yağmur da başını kaldırıp ağzını hafifçe aralamış, gözlerini yummuştu. Kesik kesik alıp verdiği o seksi nefesleri kulağımdaydı. Giderek artan bir hızla parmaklarımı sokup çıkarırken, Yağmur artık inlemelerini bastıramıyordu. Ellerim sırılsıklamdı. Göğsümün önüne, ikimizin arasına sıkıştırdığım sağ kolum yorulmuştu ama aldırmıyordum. O kendinden geçtikçe, elbisesinin sağ askısı omzundan düştü ve sağ memesinin yarısı meydana çıktı. Kırmızı sutyeninin danteli arasından, pembe ve kabarık meme ucunu görebiliyordum. Dayanamadım, sağ elimi çekip memesinin üstüne koydum, önden dolaşan sol elimle amına muamele çekmeye devam ettim. Kazık gibi olmuş sikim, götünü arkadan sarsıyordu. Kız neredeyse çığlık atarcasına inliyordu. Neyse ki sahnede epey gürültülü bir şarkı çalıyordu. Ben iştahla kızın memesini kuvvetlice sıktığımda, gerçekten çığlık attı. Etrafa kaçamak bakındım. Sorun yoktu ama Burcu arkamdan kulağıma, “Biz çıkalım isterseniz” diye espri yaptı. Durumu çok eğlenceli bulduğu belliydi. O mesele değildi ama Yağmur’un arkadaşı iyice işkillenmişti. Arkasını dönüp Yağmur’a bir şeyler söyleyince ellerimi hemen çektim. Yağmur da elbise askısını omzuna geri astı. Ama ben yukarıdan, omzunun üstünden baktığım için hala memelerini güzel güzel seyredebiliyordum. Kabarmış meme uçlarının elbiseye nasıl baskı yaptığını görebiliyordum. Yine de kıza dokunmadım. Arkadaşı ondan, gidip iki votka almasını istedi. Niyetinin bizi ayırmak olduğunu anlıyordum. En azından bağırıp ‘arkadaşımı sikiyorlar’ diye şikayet etmemişti, bu da bir şeydi. Zaten alan razı satan razı, ona ne oluyor ki. Tatlı bir fanteziydi Yağmur’la benim yaptığım.
Yağmur arkadaki bar kısmına doğru gitti. Gelmesi çok uzun sürecekti mutlaka ve ben konser izleme havasından çıkmıştım. Kişi kendinden bilir işi; onca yolu gidip dönerken kalabalıkta ona elleyebilecek erkekleri düşünüp rahatsız oldum. Şu an o benim kadınımdı. Kadınıma sahip çıkmalıydım, hemen peşinden gittim.

Bar kısmında onu göremedim. İyice etrafa bakındım, yoktu. Tuvalete gitmiş olabilir diye düşündüm. Kadınlar tuvaletinin önünde kısa bir kuyruk vardı. Hiçbiri Yağmur değildi. Kapı açıldığında içeri baktım, göremedim. Gelmişken erkek tuvaletine girip işeyeyim derken epey vakit kaybettim. Penisim bu kadar kalkıkken işemek de çok zordu. Kabine girip mastürbasyon yapmak da istemedim. Bu gece için çok tırt bir son olurdu.

Tuvaletten çıktığımda, muhtemelen kız votkaları alıp geri dönmüştür diye düşündüm. Bari bir sigara içmek için kapının önüne çıkayım dedim. Açık ve serin sonbahar havasında beynime kan gitti, penisim biraz yatışmaya başladı. Ama aklım hala konser seksimizdeydi. O pembe ve iri meme uçlarını öpüp yalamadan bu gece bitmemeliydi. Ama kız ne güzel memeliydi be! Sigarayı yarım bırakıp attım, tam arkamı dönecekken biri omzuma dokunup ‘hey’ dedi. İşte, Yağmur gelmişti. O bir saniye içinde, taksiye atladığımız gibi on dakikada eve dönüp eğlencemize orada devam etmeyi teklif etmenin hayalini kurdum. Fakat dönüp baktığımda, karşımda Yağmur değil, onun bet suratlı arkadaşının olduğunu gördüm. Kaşlarını çatmış, bir elini beline koymuş, pis pis bana bakıyordu.

1. Bölüm Sonu

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir